Takvim 21 Temmuz 1974 olarak görünmektedir. Beklenen müjde, şafakla ulaşmıştır. Amerika ve İngiltere pek bozuma uğramıştır. "Kıbrıs'a çıkartma yapacak donanma gücünüz var mı ki?" diye Türkiye'ye soran dönemin İngiltere Başbakanına sonunda söyleyecek pek söz kalmıyor. Bugün de o günlerin tekrarı gibi olan olaylar, tekerrür konusunun bir benzerini bize gösteriyor. 74 yılında Tercüman yazarı Rauf Tamer "Adımız, andımızdır!" adlı köşe yazısı ile konuyu o günden bugüne aktarıyor.
Reisi Cumhur Sebahattin Öztürkoğlu Arşivinden
Yarına Mektuplar - İkinci Makale
Tercüman Gazetesi
Tarih: 21 Temmuz 1974, Pazar
Sayfa 2
KÖŞE ADI : Sözün Kısası
MAKALE YAZARI : Rauf Tamer
ADIMIZ ANDIMIZDIR
Beklediğimiz müjde, şafakla beraber geldi.
Türk Milleti bugün ordusuyla, genciyle, ihtiyarıyla ve muhalefetiyle el ele, kol kola ve gönül gönüledir.
Vaktiyle ırkdaşlarımıza ve O'nun çocuklarına karşı katliam girişen, tereddüt etmeden adam öldüren Rum askerine bakın siz...
Aynı cesareti bugün Türk Askerine karşı gösteremiyor. Elindeki silahı atıp teslim olanlar bir yana, içlerinde "Hoş geldin kurtarıcımız!" diyerek ayaklarımıza kapananlar var...
Beri tarafta bir başka haber; Yunan birlikleri Trakya'ya doğru ilerliyorlarmış...
Buyursunlar!
Hudutta bekliyoruz!
Hükümetin son 48 saatteki diplomatik davranışı, tek kelimeyle "gurur vericidir" ve şimdi artık Türkiye'de sağ - sol tartışması bitmiş, kolektif bir heyecan başlamış, Millî Bütünlük sağlanmıştır. 40 milyon Türk'ün aynı anda atan nabzını ve aynı anda gürleyen sesini duyuyor musunuz?
"Adımız, andımızdır! Yoluna can koyarız!"
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Ecevit'le görüşmek için gece saat 0:2'ye kadar beklemiş ve Başbakanlık odasına ezik bir şekilde girmiştir. Atina'da her şeyi planlayıp da gelen bu içten pazarlıkla elçinin yediği tokat, aslında çatışmanın ilk kurşunudur; ne şeref!
ECEVİT KIBRIS'TA
Başbakanın dinamik davranışına ve 58 saat uykusuzluğuna bakıp bir bakıma "Ecevit Kıbrıs'ta" dememize müsaade ediniz. Evet, Turhan Güneş, Kızıl Çin'den hoş geldi... Fakat Ecevit Kıbrıs'ta...
MASABAŞI
Bu lafın artık cıcığı çıkmış ve hiçbir ruhu kalmamıştır. Bakınız, neden?
Amerika Türkiye'ye teessüflerini bildiriyor. Yunanistan'ı ise ayıplıyor. (BBC, saat 10:45)
Yani çocuk kandıran "kabadayı ağabeyi" pozlarında... İngiltere Başbakanı desen, Ecevit'e soruyor:
- Kıbrıs'a çıkartma yapacak donanma gücünüz var mı ki?
Bereket Ecevit'ten önce kendi yardımcısı davranıyor da kamufle ediyor bu cehaleti:
- Var efendim, diyor. Buyurunuz...
Bu adamlarla masa başına otursak ne olur, oturmasak ne olur?
Rahmetli paşa gibi bir "Hadi canım sen de" çekmenin tam zamanıdır.
Comments