TuvART projesi Kültür, Sanat ve Tarih zemininde entel aktüalite olarak ilk yolculuğuna başladı. 4 yıldır yayında olan TuvART.net, yayın hayatına .com olarak başlamış ve Nisan 2020 itibarıyla .net olarak yayınlarına devam etmektedir. Dünya çapında ağırlığı olan isimlerle söyleşi yapan kültür projemiz, son olarak Kazakistan Ankara Büyükelçisi Sayın Abzal Saparbekuli ile görüştü. En çok merak edilen soruları, sosyal medya üzerinden derleyen TuvART Kültür Sanat ve Tarih projesi, Büyükelçiye soruları doğrudan iletti. Bu söyleşinin tamamını sizler için TuvART Haber projemizde de yayınlıyoruz.
TuvART : Merhabalar Abzal Bey, öncelikle TuvART’a hoş geldiniz. Çalışmalarınız son derece dikkate şayan ve oldukça yoğun. Kazakistan ve Türkiye arasında iş insanlarının yatırımlarına yönelik projeleriniz neredeyse sayılamayacak kadar çok. Bunları da sosyal sayfalarınızda sık sık duyuruyorsunuz. Ancak en çok merak edilen konulardan başlayarak cevaplarınızı rica edeceğim. İlk sorumuz şu; “Kazakistan, tüm yatırım projeleri için aynı olanakları tanıyor mu? Yani işçi ödemeleri, vergi indirimleri, arsa ve kredi olanakları hemen her projede geçerli oluyor mu?”
Abzal Saparbekuly : Ortak geçmişleri asırlara dayanan, ilke ve çıkarları, dünyaya bakışları örtüşen devletlerimizin işbirliği bugün stratejik ortaklık seviyesinde gelişmeye devam etmektedir. Dolayısıyla böylesi bir durum bize de büyük bir sorumluluk getirmektedir. İki ülke arasında 1992’de 30 milyon dolardan başlayan ticari ilişkilerimiz bugün 3 milyar doları geçti. Devlet Büyüklerimizin ticaret hacmimizi kısa vadede 5 milyar $, sonrasında 10 milyar $ seviyesine ulaştırma talimatı var. O hedefe ulaşma yolunda günümüzde elden gelen imkânlarla çalışmaya çaba gösteriyoruz. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını döneminde de dijital diplomasi yönünde sosyal sayfaları sık kullanarak, ikili ilişkilerimizi pekiştirme yolunda çalışmaktayız.
Ülkemize yabancı yatırım çekme Kazakistan’ın dış politikasındaki ekonomi diplomasisinin ana bileşenlerindendir. Ülkemiz çok sayıda reformlar yaparak dünyanın yatırım yapılacak en iyi 25. ülkesi konumuna gelmiştir. Bu bağlamda ekonominin çeşitlendirilmesini de göz önünde bulundursak anlarız ki, ülkemiz her sektörde faaliyet gösteren yatırımcıya kapılarını açmaktadır. Yani sizin sorunuza kısa ve net cevap vermek gerekirse, Kazakistan tüm yatırım projeleri için aynı olanakları tanımaktadır.
“Büyük ve küçük ölçekli tüm yatırımcılara kapımız açık.”
TuvART : İnsanların en çok merak ettiği konuların bir diğeri de şu: “Ben sanayici boyutunda değilim. Ancak Türkiye’de de mutlu değilim ve Batı ülkelerine göç etmek yerine kardeş ülke Kazakistan’a gidebilirim ve kendime küçük veya orta ölçekli bir iş kurabilirim. Bu noktada Kazakistan’ın bizlere bir desteği olur mu?”
Abzal Saparbekuly : Kazakistan sanayicileri hiçbir zaman boyut olarak bölmüyor. Ülkemiz için aynı zamanda hem büyük hem orta ve hem küçük sanayiciler önemlidir. Bunların hepsi birbirini tamamlıyor. Serbest Ekonomi Bölgeler kapsamında tüm sanayiciler için teşvikler aynıdır: kurumlar, arazi ve emlak vergilerinden muafiyet, makine, parçaları ve hammadde ithalat vergilerinden muafiyet. Buna ek olarak tüm sanayiciler için altyapısı hazır ücretsiz araziler sunuluyor. Örnek olarak küçük sanayiciler Serbest Ekonomi Bölgesinde 5 ile 10 kişi arasında çalışanlarıyla küçük mobilya işletmesini kurabilirler veya herhangi bir aksesuar üretimini yapabilirler.
Eğer bina inşaatını yapmak istemezse veya yapamıyorsa o zaman piyasada kiralık hazır binalar mevcuttur, uygun fiyatta bulunabilir. Bu durumda Devlet yurtdışından getirilecek makineler, parçalar ve hammaddelere ithalat vergisinden muafiyet sağlayabilir.
“En Çok Sorulan Soru : "Kazakistan Vatandaşı Olmak İstersem...”
TuvART : En çok sorulan sorulardan biri de vatandaşlık... Kazakistan’a Türkiye’den gitmek isteyen ve Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşı olmak isteyen, Kazakistan’da yeni bir hayat sayfası açmak isteyenler de oldukça fazla. Bu durumda Kazakistan’ın Türkiye vatandaşları için bakış açısı nasıldır?
Abzal Saparbekuly : Dost ve kardeş ülke olduğumuzdan sizlere her zaman kapımız açıktır, Türkiye vatandaşları ülkeye giriş tarihinden itibaren 30 gün süre içerisinde Kazakistan’da vizesiz kalabiliyorlar.
Kazakistan Cumhuriyeti vatandaşlığını kabul etmek isteyen Türkiye vatandaşları, ikamet ettiği bölgedeki Kazakistan Cumhuriyeti Göç İl Genel Müdürlüğüne dilekçe ile başvurmalıdır. Başvuru dilekçesi Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı adına yazılacaktır. Başvuruda, vatandaşlığa kabul nedenleri belirtilmelidir.
Vatandaşlık konusunda önemli bir nokta şudur ki, Bizim Anayasamız gereğince çifte vatandaşlık durumları kabul edilmemektedir. Dolayısıyla, Kazakistan Cumhuriyeti Göç İdaresi Müdürlüğüne işlemin prosedürüne uygun şekilde başvuruda bulunulması gerekmektedir. Vatandaşlık gereksinimleri ve evraklar hakkında Kazakistan Cumhuriyeti e-devlet web sitesi üzerinden öğrenilebilir veya sanal asistandan detaylı bilgi alınabilir.
“Tamgalı Say”
TuvART : Kültür Turizmi açısından Türk Dünyasında şu an yaşam biçimi sebebiyle Tuva, görsel şov sunan şehirleriyle Özbekistan ilk sırada diye biliyorum. Kırgızistan’ın da hatırı sayılır ziyaretçileri var. Kazakistan’da Tamgalı Say gibi önemli bir kültür noktası var. Aynı zamanda kurganlar açısından da bir cennet. Kazakistan'ın kültür turizmi için Büyükelçiliğin hazırladığı bir yol haritası var mı? Yani ben şu an elime fotoğraf makinemi alıp Tamgalı Say’ı ziyarete gitmek istiyorum dediğim zaman, Büyükelçiliğin veya Kazakistan'ın bana sunabileceği bir kültür yol haritası ya da başka bir yol gösterici, ön ayak olabileceği kanalı var mı?
Abzal Saparbekuly : Kazakistan toprakları zengin tarihe ve eserlere sahiptir! Mesela, Balbal Taş, Karatau Şimailı Taş, Toibagar Tanbalı Taş ve başka bunun gibi Kazakistan’da geçmiş tarihi günümüze aktaran birçok kültürel mirasımız vardır ve arkeolojik çalışmalarımız devam etmektedir.
Tamgalı Taş’ı ziyaret etmek isteyen misafirler için iki yöntemi vardır: Tur şirketleriyle veya özel arabayla. Turlar hakkında bilgi almak için Kazakistan Kültür ve Spor bakanlığının hazırladığı tanbaly.kz resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Özel araçla gitmek isterseniz, “Tamgalı Taş”, Almatı şehrinin kuzey yönünde 85. Kilometresinde, İle Nehri kıyısında bulunmaktadır ve Almatı şehrinden 2 saat karayoluyla ulaşılabilir.
“TuvART Takipçimizin Mesajı: "Adanamızın salçası meşhur, Kazakistan'a bir işletme kuralım.”
TuvART : İş kolları açısından baktığımızda şu an Kazakistan, Türkiye’deki yatırımcılar için Seracılık, Mobilya Tasarımı, Kablo Üretimi, özellikle Yurt İnşası projeleri ve İletişim davetleri öne çıkıyor. Bunun haricinde başka iş konuları da var mı? Mesela Turizmciler için iş fırsatları ya da yazılımcılar için olanaklar ya da tekstil, işlenmiş gıda gibi alanlar da destekleniyor mu devlet tarafından? Adanalı bir dostum, “Elçin Hanım, Kazakistan’da salça fabrikası var mı, yoksa bizim Adana’nın çok güzel salçası var. Oraya bir tane işletme kuralım.” şeklinde bir mesaj iletti. Seracılık tamam ama çiftçiliğin her kolu için projeleriniz arasında destek bulunuyor mu? Genel olarak orta ve küçük ölçekteki yatırımcılar için, ticaret girişiminde bulunmak isteyenler için neler söyleyebilirsiniz?
Abzal Saparbekuly : Kazakistan’da tüm sektörlerde fırsatlar mevcuttur. Seracılık, hayvancılık, gıda üretiminden başlayarak kimya ve petrokimya sektörüne kadar her türlü ihracat bazlı yatırım projeleri gerçekleştirilebilir.
Örnek olarak, bugünlerde tükettiğimiz beyaz etin (tavuk eti) %45'i dışarıdan ithal edilmektedir (150 bin ton). Balık ve balık ürünlerinde Kazakistan’ın iç pazarı hâlihazırda 66 bin tondur ve orta vadede 120 tona kadar çıkartılabilir. Kırmızı et konusunda, ülkemiz elverişli doğal ortamından dolayı Çin'e 1 milyon ton sığır eti ve 350 bin ton kuzu eti ihracatı yapma imkânına sahiptir. Kazakistan’daki üretilen etin maliyeti Çin’e göre 2 kat, Rusya’ya göre %20 daha ucuz. Kazakistan'da tüketilen şekerin yaklaşık %50'si ithal ediliyor. Rusya'ya 578 bin ton domates ve 123 bin ton salatalık ihracatı potansiyeli var. 2018 yılında Kazakistan’dan Rusya, Çin ve Özbekistan’a ihraç edilen toplam patates nişastası yaklaşık 74 bin tonu buldu ve artış eğilimi devam etmektedir.
Salça fabrikasına gelecek olursak, bu alanda da fırsatlar çoktur. Örneğin Rusya senede 150 bin ton salça ithal ediyor ve Kazakistanlı salça üreticileri Rusya piyasasında hem fiyat hem kalite konusunda Çin üreticileri ile rahat rekabet edebiliyorlar. Tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerinde ek olarak %25 kadar sübvansiyonlar mevcuttur. Gübre maliyetinin %50'sini devlet karşılıyor.
Diğer alanlardaki fırsatları da söyleyecek olursak, Kazakistan’da yaklaşık 10-11 milyon metrekare halı ithalat yapılıyor. Vitrifiyenin %100’ü ithaldir. Kazakistan'daki temizlik malzemeleri piyasası da (deterjanlar, toz, sabun, vb.) %80-90 ithalata bağımlıdır. Bu alandaki tüm iç pazarın değeri 800 milyon dolar olarak tahmin edilmektedir. Kazakistan ayakkabı ihtiyacının %97’ni yani yaklaşık olarak 200 milyon ithal etmektedir. Buna benzer durum tekstilde de söz konusudur. Kazakistan'da ithal giyim pazarı kendi üretimini neredeyse 3 kat aşmaktadır. Toplam 300 milyon giyim ithal edilmekte. Kazakistan'da yenilenebilir enerjide 2050 hedefi, %50’e ulaştırmaktır. Bu anlamda %70 döviz, %30 enflasyon endeksli ve 15 yıllık satın alma garantisi vermekteyiz.
“Hukuki olarak, iç mahkemelerimizde iş adamlarımızın haklarını korumak birinci önceliktir.”
TuvART : Kazakistan'ın Türkiye’de imajı biz idealistler açısından çok yüksek bir yerde. Ancak Kazakistan'a idealist bakmayanların çekinceleri var. Hukukun üstünlüğünde uygulama eksikliği, can güvenliği, gümrük problemleri bize iletilen şikayetler arasında yer alıyor. Hatta hava alanlarının yeterli kriterler taşımadığını bize ileten site ziyaretçilerimiz oldu. Bu doğrultuda bu soruyu sormam kaçınılmaz oldu. Ben bir yatırımcı olarak iş yapmak istediğim zaman hukuku yanımda bulabiliyor muyum? Benim ve işçilerimin can güvenliği için teminat nasıl işliyor? Hatta kişisel serbest dolaşımda bile kaygılı olan dostlarımız var. En çok da Türkiye’den giden işçilerimizin yüksek rakamlarda tuttukları kiralık evlerde, ama sonuçta kendi evlerinde rahatsız edildiği ve bunun önlemediği bize iletilen kaygı verici durumlar arasında. Tüm bu kaygılar için bize neler söyleyebilirsiniz?
Abzal Saparbekuly : Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, Türk işadamlarının kendilerini güvende hissetmesi için Kazakistan’da tüm imkânlar sağlanmıştır. Hukuki olarak, iç mahkemelerimizde işadamlarının haklarını korumak, birinci önceliktir. Yüksek mahkeme yanında Yabancı Yatırımcıların yatırım anlaşmazlıklarına bakan mahkeme faaliyet göstermektedir. İç hukuk tükendiğinde işadamlarının başvurabilmesi için İngiliz hukukunun norm ve ilkelerine göre yürüten Astana Uluslararası Finans Merkezi’nin oluşturulmuştur. Kurulduğuna 2 sene oldu, ama dünyanın en iyi 60 Finans merkezlerinden biri olarak seçildi. Hâlihazırda Rusya, Çin, ABD, İngiltere ve Hindistan dâhil 36 ülkeden 400'den fazla şirket Merkeze kayıtlıdır. Finans Merkezinde Uluslararası Tahkim Merkezi ve Uluslararası Mahkeme çalışmaktadır. Mahkeme üyeleri, kendi alanında tanınan ve yüksek itibarı olan uluslararası hâkimlerden oluşmaktadır. Mahkeme tarafından alınan karar nihai karardır ve yerli mahkemelerin kararları tarafından bozulamaz.
Kazakistan’ın Dünya Bankası'nın “İş Yapma Kolaylığı” derecelendirmesinde 25. sırada olması, ülkedeki yatırımcılar bakımından güvenli ortamın kanıtı olsa gerek.
İşçilerin güvenliğine gelecek olursak, her hangi bir devlette olduğu gibi Kazakistan’da da herkes hukuk önünde eşittir. Kanunlara aykırı hareket eden herkes cezasını alır. Ancak bu durumu sadece Türk işçilerine yönelik yürütülen bir durum olarak yansıtmak doğru değildir. Bu zamana kadar Kazakistan’da 2500 civarında Türk şirketi başarılı bir şekilde işini yürütmektedir. Dolayısıyla Türk işçilerle yaşanan bazı olayları genelleştirmek hakkaniyetli yaklaşım değildir.
“Bugünlerde yaptığımız bir görüşmesinin neticesini ancak 3 yıl sonra alabiliyoruz.”
TuvART : Sizlerin Kazakistan’a davet konusunda çabalarınız çok büyük ve bunun karşılığını da görüyorsunuz. Zaman zaman açıkladığınız rakamlar ve grafikler, yükselen bir ivmenin en açık göstergesi. Ancak sürdürülebilirlik açısından rakamsal veriler nasıl? Bu da bir diğer merak edilen konu. Yani Türkiye’den 100 iş insanı Kazakistan'a 2018 yılında geldi ise 2020 yılında 100 iş insanından kaçı Kazakistan’da işini ve yaşamını sürdürmeye devam ediyor gibi bir oran orantı soruyorum. Hemen her ülkeden gelen yatırımcılar açısından bu noktada “gelen ve kalan” oranı sizce memnun edici seviyede mi?
Abzal Saparbekuly : Türkiye’den ‘‘gelen ve kalan’’ yatırımcılar oranı oldukça iyidir. Fakat yatırımcı çekme işinde önemli bir konu vardır ki, ilk görüşmeden sonra yatırımı başlamak için en azında 2-3 sene gerekiyor. Yani bugünlerde yaptığınız görüşmelerin neticesini ancak 3 yıl sonra görebilirsiniz.
Neticelere gelecek olursak, bugüne kadar kardeş Türk yatırımcıların katılımlarıyla 1,8 milyar dolara 44 sanayi ve PPP projeleri gerçekleştirildi. Türkiye, hayata geçen fabrika sayısına göre Kazakistan'daki ilk üç yabancı yatırımcı arasında yer almaktadır. Bu hepimizin gururudur.
Bunun dışında 3,1 milyar dolar miktarında 21 yeni sanayi ve PPP projeleri gerçekleştirilmektedir. Dünyada pandemi olmasına rağmen 2020 yılı sonuna kadar 5 yeni projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bunlar; ıslak mendil üretimi, ahşap üretimi, fırın ve ocaklar üretimi, bisküvi ve çikolata üretimi, yeni Türkistan Havalimanının inşaatının bitmesi.
Buna ek olarak, 50 civarında yeni potansiyel projelerimiz mevcuttur, yatırım miktarı en azında 2-3 milyar dolar olacaktır.
Kısacası, bugün Türkiye ile yaklaşık 6-7 milyar doları seviyesinde 120 yakın yatırım projelerimiz mevcuttur.
“Sosyal Devletiz”
TuvART : Sağlık, dünyanın her yerinde en önemli konu. Tüm projeleri okuduğum zaman ben “Sigorta” ve “Sağlık Güvencesi” adına bir detay göremiyorum. İnsani yaşam kalitesi açısından benim çok önem verdiğim bir konu olması itibarıyla bunun takibini özellikle yapıyorum. Yatırımcıların sigorta ve sağlık güvenceleri konusu için Kazakistan’ın sunduğu olanaklar nedir? Hatta buradan Kazakistan’a yatırımcımız tarafından götürülen çalışma ekiplerinde de aynı şekilde sosyal güvenlik koşulları nedir Kazakistan’ın?
Abzal Saparbekuly : Öncelikle, Kazakistan’ın sosyal devlet olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Bu konu bizim Sovyet döneminden miras aldığımız en olumlu bir yönümüzdür. Bu durum Birinci Cumhurbaşkanı Nazarbayev döneminde devam ettirildi ve özellikle İkinci Cumhurbaşkanı Tokayev’in yönetime gelmesi ile daha da güçlendi. Onun için ister Kazakistan vatandaşı olsun, ister yabancı olsun Kazakistan’da temel sağlık tedavisi giderleri devlet tarafından karşılanmaktadır. Bundan ayrı, işçilerin sigortası ve sağlık güvencesi işveren ile çalışan arasındaki anlaşmayla düzenlenmektedir.
“Buradan gidenler Kazakçayı üç ayda öğreniyorlar. Kazakça, Denizli şivesini andırmaktadır.”
TuvART : Eğitim, alfabe gibi bir diğer konular da önemli. Keza bizler Kazakistan’da alfabe sorununu aşılmaz olarak görüyoruz. Yani gözümüzde büyüyen bir sorun bu bizim için. Her ne kadar Kazakistan, Latin alfabesine geçişi bizzat Sayın Nazarbayev ile dünyaya duyurduysa da bu geçişin uzun bir süreci kapsadığını da aynı açıklamada belirtmişti. Bu noktada yatırımcı için desteğiniz oluyor mu? Dil ve alfabe konusunda gerek buradan gitmeden gerekse Kazakistan’a gidildiğinde eğitim desteği veriliyor mu? Adaptasyon süresi ile ilgili belirlediğiniz zaman dilimleri var mı? Mesela “yatırımcımız gelir, dil ve alfabe eğitiminden mutlaka geçer ve 1 ay sonunda adaptasyon sağlanması başarılı ve gerçekçi bir şekilde tamamlanır” şeklinde bir veri bulunuyor mu? Öyle ya oraya giden yatırımcının vergi dairesiyle de işi oluyor, uçak bileti almak için turizm acentesiyle de işi oluyor. Marketten alışveriş yaparken “Ekmek kaç lira, makarna reyonu nerede?” gibi basit soruları da sorması gerekiyor.
Abzal Saparbekuly : Bence dil veya alfabe konusunda Türk yatırımcıları sorun yaşamaması gerekir. Çünkü şive farkı olsa da, Kazakça ve Türkçe temelde aynı dildir. Genel olarak, Türkiye’den Kazakistan’a gidenler iki üç ay içinde Kazakçayı öğreniyorlar. Burada önemli olan kulak aşinalığının olmasıdır. Yani Kazakçayı ayrı bir dil olarak değil de, büyük Türk dili ailesinin bir kolu olarak görmek gerekir.
Ben, sen, biz, siz et, süt, su, tavuk gibi temel kelimeler aynıdır. Çekim fiillerinde biraz fark var. Kazakça daha çok “gelip dur”, “görüp dur” şeklinde Denizli şivesini andırmaktadır. Alfabe konusunda da sıkıntı olmaması gerekir. Çünkü zaten Kazakistan’da marketler, işaretler, ilanlar Latin harfleri ile gösterilmektedir. Kalın K yani Q gibi birkaç harf farkı olabilir. Ama genel olarak, Kazakça Latin harflerini Türkler kolayca okurlar. Dolayısıyla, Türk yatırımcılarımızın dil veya alfabe problemi olacağını sanmıyorum. Kaldı ki bu zamana kadar yüzlerce Türk şirketi Kazakistan’da yıllardır çalışmaktadır. Eğer öyle bir sorun yaşansaydı, mutlaka haberimiz olurdu.
“PEKi, Sanat”
TuvART : Sanat konusunda da ciddi etkinlikleriniz oldu. Mesela ritim sazları olağanüstü güçlü olan Narın Orkestrasının şovu, benim için unutulmazdı. Kazakistan’ın kurtuluş yıl dönümünde de oldukça kapsamlı kutlamalar yaptınız. Kültür etkinliklerini geliştirmek için Tomris filminin burada gösteriminin sağlanmasını tamamlamıştınız fakat araya Covid – 19 süreci girdi. Bence insanlar birbirlerine sanatla, kültürle yakınlaşır. Bu konuda çalışmalarınıza Milli Önemi Olan Günler haricinde de ağırlık vermeyi düşünüyor musunuz?
Abzal Saparbekuly : Çok doğru belirttiniz. Aslında kültür ve sanat, bütün insanlığın ortak dilidir. Ortak değerleri paylaşan halkların kültür ve sanatı ise insana daha da yakın gelmektedir. Dolayısıyla insanları birleştirici görev üstlenmektedir. Burada özellikle müziğin etkileyici bir rolü bulunmaktadır.
Sanki müzik, insanların genlerine dokunarak atalarının ruhunu hatırlatıyor.
Bu bağlamda dombıra sesinin Anadolu Türkler tarafından bu kadar sevilmesi tesadüf olmasa gerek. Zaten biz Kazaklar dombıra ve onun yaylı versiyonu olan kobızı hep kutsal saymışızdır. Bu müzik enstrümanları biz atalarımızın şanlı geçmişini hatırlatıyor gibi. Dolayısıyla büyükelçilik olarak biz her fırsatta Kazakistan’dan sanatçıları Türkiye’ye getirmeye çalışıyoruz. Kendimizi milli önemi olan günlerle sınırlamamaya çalışıyoruz.
“Evrak işlemleri online.”
TuvART : Gerekli evraklar konusu da yatırımcılar açısından TuvART’a ulaşan bir diğer sorumuz. Hemen her alan için gerekli evraklar benzer mi? Eşdeğer mi? Farklı mı? Bu bilgilere insanların hemen ulaşabileceği bir platform var mı?
Abzal Saparbekuly : Şirketinizi kayıt etmek ile devlet teşviklerine başvuru yapmak için evraklar aynıdır. Bu alandaki en büyük başarılarımızın biri, tüm işlemlerin dijital ortamda yapılmasıdır. Hükümetin halka ve işadamlarına kurduğu “egov.kz” ortak dijital platformu vardır.
Bu web-sitede gereken tüm işlemler elektronik olarak yapılmaktadır ve işlemlerin süreleri bellidir. Şirketin kayıt süresi, 2-3 gündür (banka hesabını açmak, vergi dairesinde kayıt olmak ve diğer işlemlerle beraber). Devlet teşviklerini almak, 30 gündür.
Yatırımcılarımız için “invest.gov.kz” web-sitesini kurduk, burada yatırımcımız için gereken tüm evraklar, prosedürler, kanunlar ve bilgiler mevcuttur.
“Peki, irtibat olunacak kişiler...”
TuvART : Bir diğer çok sorulan soru da şu: “İrtibatta olacağımız kişiler. Türkiye’den başlayarak Kazakistan’da, iş kurmanın hemen her aşamasında irtibat kişileri belli mi?” Yani kendi başına kalmaktan ve kendi yağında kavrulurken işten çok operasyonel sorunlarla uğraşmaktan insanlar korkuyor. Böyle bir olasılık var mı?
Abzal Saparbekuly : Kazakistan’da yabancı yatırımları çekme sistemi çok gelişmiştir. Dışişleri Bakanlığı, yatırımdan doğrudan sorumlu başat kurumdur ve sistemin koordinatörüdür. “Kazakh Invest” Ulusal Yatırım Ajansı, sistemin çalışma organıdır ve Başbakan da Ajansın yönetim kurulu başkanıdır, yönetim kuruluna tüm bakanlar giriyor. Yatırım çekme süreci; dış, merkezi ve bölgesel görev paylaşımı var 3 seviyeli bir sistem olarak çalışmaktadır.
Bu sistem tüm yurtdışındaki temsilciliklerimizi, merkezi hükümet organlarını ve ulusal şirketleri, yerel yürütme organlarını ve bölgesel kalkınma kurumlarını kapsamaktadır. Dolayısıyla, işadamlarımızın Türkiye’de Ankara’daki Büyükelçiliğimize başvurması yeterli olacak. Biz sektör ve piyasa analizinden devlet teşviklerine, ilgili yetkililer ile görüşme ve partner bulmadan konaklamaya, havaalanından karşılayıp - uğurlamaya kadar, her türlü organizasyonu yapıyoruz.
“Öncelik: Üretim”
TuvART : Çeşitli gruplardan gelen sorulardan biri de şu: “Ben profesyonel bir mobilya üreticisiyim ve tüm donanımlı ekibim Türkiye’de. Kazakistan'a mobilyacılık konusunda ticaretimizin yoğunlaşması anlamında iş gelişimi olanaklarında yararlanamaz mıyım? Dünyanın her yerine mobilyalarımı ulaştırırken, Kazakistan’a neden ürettiğim mobilyaları devlet desteği ile ulaştıramıyorum? Bu konuda Kazakistan’ın destekleyici bir programı var mı?”
Abzal Saparbekuly : Kazakistan’ın önceliği, kendi üretimini geliştirmek ve ithalatı tamamen kesmektir. Bu konuda devletin ciddi teşvikleriyle destekleri mevcuttur. Mobilya ise öncelikli sektörlerden biridir. Kazakistan senede 200 ile 300 milyon dolara mobilyayı yurtdışından ithal etmektedir. Buna Orta Asya ve Rusya’yı katarsanız rakam en azında 500 milyon doları bulur. Sizden soru soran iş adamını Kazakistan’a mobilya üretimini kurmak için davet ediyoruz ve her türlü desteği vermeye hazırız.
“Kazakh Invest”
TuvART : Ve en çok sorulan soru: Kazakistan'ın projelerini eni konu geniş geniş inceleyebileceğimiz, karşılaştırma yapabileceğimiz, hesabımızı kitabımızı kendi başımıza yapıp kararımızı verdikten sonra görüşmelere başlayabileceğimiz bir platform var mı? Yoksa sürekli olarak şu kişiyle bu kişiyle her aşamada görüşmek zorunda mıyız? Şartlar nedir, sorusunu net olarak yatırımcılar görmek, tüm kıyaslamaları önce kendileri yapmak ve muhasebesini oluşturabilmek istiyor. Böyle bir platform mevcut mu?
Abzal Saparbekuly : Bir önceki soruda söylendiği gibi, Kazakistan’da yabancı yatırımları çekme sistemi iyi seviyededir. Ankara’daki Büyükelçiliğimiz ve “Kazakh Invest” Ulusal Yatırım Ajansımız her aşamada kardeş Türk yatırımcılarına yardımcısı olabilmekten memnuniyet duyacaktır. İşi kolaylaştırmak adına Türk kardeşlerimizle projeleri değerlendirmek için Türkiye masa sorumluları mevcuttur ve tüm çalışmalar aynı kişilerle yapılacaktır.
“Eğitim olarak Kazakistan çok iyi seviyede.”
TuvART : Yatırımcılar, çalışanlarının ne kadarını Türkiye’den ne kadarını ve hangi vasıftaki çalışanları Kazakistan’dan barındırabileceğini merak ediyor. Yatırımcı usta elemanlarını kendisi götürmelidir görüşü hâkim. Örneğin 100 kişilik bir işletme için çalışan payları nasıl oluyor?
Abzal Saparbekuly : Normal şartlarda yabancı-yerli oranı %10-%90. Tabi ki başlangıçta ustaları Türkiye’den götürebilirsiniz. Kazakistan’da iyi eğitimli ve vasıflı işgücü mevcuttur. Birde maaş konusunda orta Kazak işçisinin maaşı Türk işçisine göre 2,5-3 kat azdır.
Eğitim olarak Kazakistan çok iyi seviyede. UNESCO verilerine göre, Kazakistan eğitimin gelişmesi endeksinde dünyanın ilk yedinci ülkeler listesinde. Kazakistan nüfusunun yaş ortalaması, 29. Örneğin bu rakam Çin’de 37, Rusya’da 38, ABD’de 37, AB’de 43’tür. Kazakistan’ın 2018 Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İnsani Gelişme Endeksi değeri 0,8 oldu (189 ülke arasında 50. sırada). Kazakistan bölgedeki en yüksek okuma yazma oranına sahiptir, vatandaşların çoğunluğu üç dilde konuşabiliyor.
Bunlara ek olarak Kazakistan’da 131 yükseköğretim kurumu var ve bunların 10‘u “QS World University Ranking’’ dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasına dâhil edilmiştir.
Bugüne kadar ‘‘Bolaşak’’ Uluslararası bursu ve diğer yurtdışı programlarıyla dünyanın en iyi 100 üniversitesinde 100 binden fazla Kazak gençleri eğitim aldılar.
Kazakistan, bölge işgücü piyasası verimliliğinin yüksek olduğu tek ülkedir. Bu göstergede Kazakistan dünyanın 138 ülkesi arasında 25. sırada, ücret ve verimlilik oranında 46. sırada yer almaktadır.
Daha önemli konuların biri de şudur ki, devlet desteğiyle sanayi için personel eğitimi imkânı mevcuttur. Hükümet sanayi için personel eğitimin %40 sübvanse edebilir.
“Görüşmeler, devam ediyor...”
TuvART : Şu an TuvART’ın yaptığı bu açıklamalar yatırımcılar arasında büyük merakları uyandırdı. Kazakistan'a iş için gitmek isteyenlerin sayısı gerçekten de çok. Zaman zaman sizin iş insanları ile oturumlar yaptığınızı, konferanslar düzenlediğinizi biliyorum. Sanki bu konferanslara, yatırımcı ile buluşmalara daha çok ihtiyaç varmış gibi geldi bana. Keza ne kadar platform da kursanız, ne kadar ben buradayım arayın beni de deseniz, sanki düzenli konferanslar daha çok insanların içine sinecek gibi. En azından ben öyle hissettim. Bu anlamda Covid – 19 sürecinde normalleşmenin de artık yavaş yavaş hayatımıza dâhil olmasına bakarsak, yeni bir konferans, iş insanları ile yeni bir buluşma takviminizde yer alıyor mu?
Abzal Saparbekuly : Dünyadaki pandemiye rağmen biz kardeş Türk yatırımcılarıyla işbirliğimizi hiç durdurmadık ve durdurmayacağız. Zamanı iyi değerlendirmek ve son teknolojileri kullanarak biz son aylarda video konferans ortamında en az 100 toplantı gerçekleştirdik ve bu toplantılara yatırımcılarımızla beraber Kazakistan’ın yetkili makamlarının yöneticileriyle temsilcileri de katıldı. Bu çok gelişmiş bir pratik ve biz her gün bu pratiği uygulamaktayız.
“Soyadındaki Rus Eklerden Vazgeçiyoruz”
TuvART : Ve tüm konularımızdan bağımsız olarak Azerbaycan ve Kırgızistan için de çok konuşulan bir konu Kazakistan için de bana iletildi. “Ruslara has soyad takıları, Kazakistan’da ne zaman kalkacak?” diye soran dostlarımız, bu anlamda da Kazakistan’ın öncü bir girişimde bekliyor açıkçası. Bu yönde Kazakistan’ın bir çalışma gündemi var mı?
Abzal Saparbekuly : İnsanın şahsını ilgilendiren diğer konularda olduğu gibi, bu konuda da Kazakistan’da her hangi bir zorlama veya yukarıdan dayatma söz konusu değildir. Herkes kendi istediği soyadını alabilir. Neden senin soyadında “-ov” veya “-ova” eki yok diye soramaz. Örneğin benim soyadımdaki “-uly” eki, Kazakça “oğlu” demektir. Dolayısıyla insanların soyadının nasıl olacağı, kendilerinin inisiyatifine ve milli bilincine bırakılmıştır. Size şunu söyleyebilirim ki Kazakistan’da bu süreç yavaş olsa da ilerlemektedir. Özellikle genç nesil soyadlarındaki Rusça eklerden vazgeçmektedirler.
“Teşekkürler”
TuvART : Tüm cevaplarınız için çok teşekkür ederim Abzal Bey. Çalışmalarınızda başarılarınızın devamını diliyorum. TuvART projesi olarak Türk Birliği faaliyetleri çerçevesinde sizi her zaman destekledim. Bundan sonra da elimden geldiğince desteklerimi sürdürmeye devam edeceğim.
Abzal Saparbekuly : Asıl beni konuk ettiğiniz için ben teşekkür ederim. Verdiğiniz desteğiniz için de ayrıca şükranlarımı sunarım. Başarılarınızın devamını dilerim.
TuvART, TuvART Haber
Comments