Çağın konusu enerji. Enerji, iki varlık arasındaki titreşimlerin yayılması ve algılanması ile ilgili. Aynı bedeni bir süreliğine paylaşan anne ve bebek arasındaki enerji, belki de en yüksek enerji diyaloglarından. TuvART Haber yazarı Elif Sözer, anneliğin bu enerji kapsamında çocuklarına yol göstericiliğini açıklayıcı bir yazıyı kaleme aldı.
TuvART Yazar : Elif Sözer
Anneliği evlatlarımızın birey olma serüvenlerinde onlara eşlik etmek olarak görürüm. Bunun riskli olduğunu da bilirim.
Neyi yapıp yapmaması gerektiği dikte edilen çocuk, hayatı doktrinler ve kendi bireysel kimliklerini başkalarının doğruları üzerinden kurgular. Kendi yaşamıyla ilgili kararlar alabilme özgürlüğü olan çocuk ise neticesi olumsuz gibi görülen durumlar karşısında varoluş sancısı çekse de edindiği deneyimler ona tüm yaşamı boyunca yol gösterecek öğretiye dönüşür.
Bu süreçlerde ebeveynlerin tutumu yaşanılan zorlayıcı durumların travmaya mı deneyime mi dönüşmesi konusunda belirleyici rol oynar.
Ebeveynlerin olumsuz duyguları tetikleyecek tepkiler vermesi yerine akılcı davranışlar sergilemesi çocuğun hayatı boyunca olaylara karşı vereceği tepkilere rehberlik eder.
Her ne kadar ebeveynliği anne ve babalık düalizminde ayırmayı doğru bulmasam da çocuğun temel ve duygusal ihtiyaçlarının karşılama sorumluluğu evrimsel, dinsel ve toplumsal olarak çoğunlukla anneye yüklendiği bir gerçektir. Bundan mütevellit anne olunca tüm sistemler yavruyu sağlıklı bir şekilde büyütmeye yönelik güncellenir.
Esasen serüven çok daha öncesinde başlamış olsa da gebelik dönemi, anne ve bebeğin ortak biyolojik bedeni paylaştıkları bir süreçtir.
Bu süreçte fetal-maternal mikrokimerizm denilen ve anne ile çocuğu arasındaki biyolojik bağlantıyı kuran hücre alış-verişi eterik bağın da oluşmasına sağlar.
Mikrokimerzim fenomenine göre hamileyken bebeğin hücreleri annenin kan dolaşımına göç eder ve daha sonra tekrar bebeğe döner ve bu hücreler gebeliğin bitiminden sonra da yeni konakta kalır. Mikrokimerik hücreler birçok doku ve organın yanı sıra beyne de yerleşir.
Bu noktada beynin en temel vazifesini hatırlayalım: İnsanı hayatta tutmak.
Bulunduğu bedeni hayatta tutmak için tehlikelere karşı önlem alan anne beyni, söz konusu evladı olduğunda tüm alarm sistemlerini çalıştırır. Sezgi ve önsezi denilen psişik yetenek devreye girer ve “evladım içimde kötü bi' his var” cümlesi ile ifade edilir. O sırada anne beyninde bir yerlerde olasılıklar sıralanmış, örüntü tamamlanmış ve hissikablelvuku hücreleri olan olay yeri inceleme, çoktan delileri toplamaya başlamıştır.
O yüzden anneniz “Yavrucum, bu gece yola çıkmasan, sabah gün yüzüyle gidersin.” veya “Evladım, o çocuğu gözüm hiç tutmadı.” gibi hoşunuza gitmeyen sözlerinin sizi hoşnutsuz durumlardan kurtarmak için olabileceği ihtimalini göz önünde bulundurmakta fayda var diye düşünüyorum.
Comments