Doğadan esinlenerek bina inşa etmenin zorunluluğu artık mimari konular arasında hızla tartışılmaya başlanması ve uygulamaya alınması zorunluluğunu da beraberinde getiriyor. TuvART Yazarı Elif Sözer, bu makalesinde deprem bölgesinde inşa edilecek binalar için öneri getiriyor: "Biyomimetik Mimari"
TuvART Yazar : Elif Sözer
Biyomimetik mimari, doğal formları yöneten kuralları anlayarak, adaptasyon, dayanıklılık ve sürdürülebilirliğe dair ilkeli çözümler arayan çağdaş bir mimari felsefedir.
Doğadaki organizmalar, dinamik ve adaptif özellikleri organizmanın ortama adaptasyonunu sağlar. Sürekli farklılaşan dış koşullar, yalnızca doğadaki canlılar için değil, içinde yaşadığımız binalar için de geçerlidir. Bu açıdan bakıldığında, bina sistemlerinin, yapı kabuğunun ve bunları meydana getiren bileşenlerin bulundukları ortamın koşullarına göre dinamik ve değişebilen performanslar gösterebilmesinin, enerji verimliliği, statik, sağlamlık, kullanıcıyı sadece fiziksel değil ruhsal ve bilişsel anlamda desteklemesi yönünden taşıdığı avantajlar göz ardı edilmemelidir.
Doğadan ilham alan tasarımlarda minimum malzeme ile maksimum kapasiteye ulaşılabilir.
Biyomimetik mimari özellikle strüktürel çözümlerde son derece önemli ipuçları içerir. Yumurta ya da midye kabuğu, termit tepeleri, bal peteği, örümcek ağı, kuş yuvaları, ağaç dalları gibi doğal strüktürlerden esinlenerek, statik ve estetik unsurları bir arada kullanılabilen yapılar inşa edilebilir.
Örneğin, arıların ürettiği petek strüktürü, yük aktarımı ve alan kullanım etkinliği yönlerinden üstün yapısal özellikler taşımaktadır.
Dolgu kısmına en yüksek düzeyde alan sağlayan altıgen yapılı petek gözlerinin yan yana gelişlerindeki uyum kusursuzdur. Arıların ürettiği altıgen petek modülleri strüktürel ve konstrüktif yük aktarımı ve alan kullanım etkinliği yönlerinden üstün yapısal özellikler taşımaktadır.
Özellikle deprem gibi güçlü doğa olaylarının geliştiği bölgelerde uygulanması elzem olan biyomimetik tasarımlar; yapıların inşa edildiği ekosistemlere müdahale ya da doğayı tahrip etmek yerine doğal işleyişi destekleyerek yapay ve doğal çevreyi bir organizmanın parçası gibi bütünleştirerek insan doğasını doğa ile bütünleştirir.
Deprem bölgesinde inşa edilmesi gereken konutlarda, betonarme yöntemlerden ziyade doğaya öykünmek hem mimaride hem de insan yaşamında sürdürülebilirlik sağlar.
Yorumlar